Hz.Muhammed'in dedesi Abdülmuttalib oğlu Abdullah'ı neden kurban etmek istedi? Araya kimler girdi? Cahiliye döneminde Araplar neye insan kurban ederdi? İnsanoğlu kaç bin yıldır kurban kesiyor? İlk kurbanlar nelerdi? Türkler kurban olarak ne keserdi? Kutsal kitaplarda kurban nasıl anlatıldı? Hz. Muhammed ne keserdi? İşte bir Kurban Bayramı yazısı...
Yahudi dininin kurucusu Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmek istemesini herkes bilir sanırım:
Hz. İbrahim'in karısı Sara'dan çocuğu olmuyordu. Tanrı'dan bu konuda yardım istedi. Rüyasında, Tanrı bu isteğinin yerine geleceğini, zürriyetinin gökteki yıldızlar kadar çok olacağını bildirdi. (Tevrat, Tekvin 15/1-5)
Sara, Hz. İbrahim'i, Mısırlı cariyesi Hacar ile evlenmeye ve ondan çocuk sahibi olmaya ikna etti. "Ve Hacar İbrahim'e bir oğul doğurdu; adını İsmail koydular". (Tevrat, Tekvin 16/15)
Bir süre sonra Hz. İbrahim'in Sara'dan da bir oğlu oldu; adına İshak ismini verdiler.
Ve Tanrı İbrahim'i sınamak istedi:
"Allah İbrahim'i deneyip ona dedi: Ey İbrahim! Sevdiğin biricik oğlunu, İshak'ı al ve Moriya diyarına git, dağlardan biri üzerinde onu kurban olarak takdim et." (Tevrat, Tekvin 22/1-2)
(Tevrat'ta ve İncil'de, Hz. İbrahim'in, ilk karısı Sara'dan olma oğlu İshak'ı kurban seçtiği belirtilir. Kur'an'da ise hangi oğlunun seçildiği belirtilmez. Fakat Anadolu Müslüman halkına göre kurban; İsmail'dir.)
Sonuç olarak, Hz. İbrahim'in oğlunu kurban olarak sunma girişimi Tanrı tarafından takdir edildi ve Hz. İbrahim oğlu yerine koç kurban etti.
Benzerini cahiliye döneminde Hz. Muhammed'in dedesi Abdülmttalib de yaşadı; adak adadığı oğlu Abdullah'ı kurban etmek istedi! Şöyle...
İslam kaynaklarına (İbn İshak, İbn Hişam) göre, Abdülmuttalib, zemzem suyunun kazılması sırasında zorluklarla karşılaştı. "Eğer on oğlum olursa ve bunlar kendini koruyacak yaşa gelirse, onlardan birini Kabe'nin yanında Allah için kurban edeceğim" diye adakta bulundu. yıllar geçti; Abdülmuttalib'in on oğlu oldu. Adağını yerine getirmek için on oğlu arasında kura çekti. Kurada kurban edeceği evladı -Hz. Muhammed'in babası- Abdullah çıktı. Ve Abdülmuttalib oğlu Abdullah'ı alıp Kabe'ye gitti. Fakat...
Kureyşliler böyle bir adetin yerleşmesinden çekinerek Abdülmttalib'e engel olup Abdullah'ı kurtardı. Abdülmuttalib oğlu Abdullah yerine 100 deve kesti.
Peki...
İnsanoğlu'nun yaşamına kurban ne zaman girdi?
Türklerde "Idhuk"
Çeşitli kaynaklarda, kurban sözcüğünün aslının "korban" olduğu görülür.
Arami dilinden Arapça'ya geçtiği belirtilir.
Sözcük din yoluylada Türkçe'ye girdi. "Kurban" sözcüğü, İslamiyet'in Türkler arasında yayılmaya başladığı 9 ve 10'uncu yüzyılda Türk boyları arasında kullanılmaya başlandı. Orta Asya Türkleri kurbana "ıdhuk" ya da "idu" derlerken, Türkçe'de bu isim "adak" olarak çevrildi. "Idhuk" anlam olarak, "kutlu" ve "mübarek" demekti.
Kurbanı konu olarak ilk ele alan, Antik Çağ Yunan düşünürü Platon oldu. ona göre kurban, "Tanrılara sunulan hediye" idi.
Yine Antik Çağ düşünürlerinden Theophrastus kurban türlerini ilk sınıflandıran kişiydi: Övgü kurbanları, teşekkür (şükran) kurbanları ve ölülerin ruhlarına sunulan kurbanlar.
Ruh düşüncesi: Animizm
İngiliz antropolog Edward Burnett Tylor'a (1832-1917) göre; kurban, başlangıçta insanların kendilerini sevdirmek için doğaüstüne sundukları hediyeydi. Tanrılar yücelip dünyadan uzaklaştıkça, insanlar onlara hediye verme gereksinimi duymuştu. Böylece kurban kutsallaşmıştı ve gelenek haline gelmişti. (İlkel Kültür)
Antropologlar, din kurumunun antropolojik açıdan incelenmesinin temellerini evrimci bir etnolog olan Taylor'un kuramı ile anlamaya çalıştı. Taylor din kurumunun ortya çıkışı ve evrim süreci ile ilgili olarak "animizm" kuramını ileri sürdü. Kurama göre din, ilkel insanın, bedeninden ayrı bir ruhu olduğu düşüncesine ulaşmasıyla ortaya çıktı.
Erkek Hayvan
Tarihe baktığımızda çeşitli toplumlarda kurban var...
Sümerler'de (M.Ö. 4 bin-M.Ö. 2bin), kurban ritüeli dinselden çok büyüsel içerik taşırdı. Tanrı heykelinin önüne ekmek, susam, şarap, tereyağı, bal gibi yiyecekler serpilip; Tanrı'ya ikram edecekleri bir sığırı öldürüp törene katılanlar arasında bir ritüelle paylaşılırdı.
Hititler'de (M.Ö. 1650-M.Ö. 1200), genellikle ilk ürün kurban olarak sunulurdu. Bu daha çok ilk mahsulü olan meyveler ya da bir yaşındaki hayvanlardı. Tabii belirli bir zamanda ve bir ritüelle kurbanlar sunulurdu.
Kurbanlıkların kusursuz ve iyi durumda olmaları koşulu Hititler'de büyük önem taşıyordu.
Antik Yunan'daki (M.Ö. 756-M.Ö. 146) kurban ritüelleri iki türlüydü; biri, etinin hiç yenilmediği, tamamının tanrılara sunulduğu; diğeri ise, etinin bir kısmının tanrılara sunulduğu, kalan kısımlarının törene katılanlar tarafından yendiği ritüeldi.
Örneğin, Olympos'taki tanrılara daima gündüz, özellikle sabahleyin yüksekçe bir yer üzerinde yakılarak hayvan sunulur ve yarısı yenirdi. Oysa "sphagia" adı verilen kurban türü özellikle gece, alçak bir taş platform üzerinde tamamen yakılmakta ve kurban yenilmemekteydi.
Eski Türk boylarında kurban için genellikle erkek hayvan tercih edilirdi. Kurban, belirli özellikler taşıyan at, koyun, deve, geyik türleri arasından seçilirdi.
Öne çıkan bir diğer özellik ise; Kazak ve Kırgızlar sığır türünü kurban etmeyi tercik etmeleriydi.
Peki...
Kutsal kitaplarda kurban için ne yazıldı?...
Üç Büyük Kitapta Kurban
Tevrat'ın (Tora) birinci kitabı olan Tekvin; insanoğlunun ilk atası kabul edilen Adem'i ve onun kaburga kemiğinden Nisa'yı nasıl yarattığının ve onların cennetten kovuluş öyküsünü anlatır. Şöyle...
Adem ile Nisa'nın karı koca oluşlarının ardından ilk oğulları Kain, ardından ikinci oğulları Habil dünyaya gelir. Habil koyun çobanı, Kain ise çiftçidir.
İlk oğul Kain, kardeşinin kurbanının Tanrı katında daha makbul bulunması sonucunda öfkelenerek kardeşini öldürür. Çünkü...
Tevrat'ın Çıkış kitabında Tanrı'nın kurbanla ilgili sözleri şöyleydi:
"Bütün ilk doğanlar benimdir ve inekten ve koyundan, bütün hayvanların ilk doğan erkeklerin hesi benimdir. Ve eşeğin ilk doğanı için bir kuzu fidye vereceksin ve eğer fidye vermeyeceksen, o zaman onun boynunu kıracakın. Oğullarının bütün ilk doğanları için fidye vereceksin. Ve kimse önümde eli boş görünmeyecek." (Tevrat, Çıkış 34/19-20)
Yahudiler, Hz. İbrahim ile insanı kurban etme yerine, hayvan kurban etmeyi tercih etti. İnsan kurbanına karşı ilk tepkiler, M.Ö. 8'inci yüzyılda Amos, İşeya, Hoşea'dan geldi.
Günümüzde...
Yahudiler, Mısır'dan çıkışı sembolize eden "Fısıh Bayramı" kutlarlar ve kuzu keserler; kumru ve güvercini bile kabul ederler ama ineği kurban olarak kabul etmezler. Kurbanı aile reisinin kesmesi adettir. Sabaha kalan etler yenmez. Hıristiyanlıkta kurban pek yok. Çünkü...
Hz. İsa'nın yaydığı din, her ne kadar kendinden önceki peygamberlere dayansa da, kurbana pek ilgi göstermedi. Kan akıtılarak günahlardan arınılamayacağını belirten Hz. İsa, ümmetine kurban bağlamında kan akıtılmamasını öğütledi.
Kur'an'da Kurban
Kur'an-ı Kerim'de; kurban, Maide Suresi 27. ayet, Kevser Suresi 2. ayetinde ve Hacc Suresi 28, 34-35, 36, 37. ayetlerinde geçiyor.
"Ey Muhammed! Onlara Adem'in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat: İkisi birer kurban sunsunlar, birininki kabuledilmiş, diğerinin ki edilmemişti.Kabul edilmeyen, 'And olsun seni öldüreceğim' deyince, kardeşi: 'Allah ancak sakınanların takdimesini kabul eder' demişti. (Maide 5/27)
Kur'an'ın Hacc Sursi'nde Allah, Hz. Muhammed'e insanları hacca çağırmasını söyledikten sonra 28. ayette kurbanla ilgili şu buyruğu iletti:
"Ta ki kendi menfaatlerine şahit olsunlar; Allah'ınonlara rızk olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun." (Hacc 22/28)
Keza:
"Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hacc 22/34-35)
Bu ayette, Müslümanların kurban keserken diğer ümmetlere buyrulduğu gibi, Allah'ın adını anmaları; böyle yapıldığı takdirde kurbanın geçerli olacağı dile getirildi.
Bu surenin 36. ve 37. ayetlerinde kesim işleminin nasıl yapılacağına dair açıklama da bulunuldu:
"İşte kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Bağlı halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yan üstü düşüp ölünce yiyin, isteyene de istemeyene de verin. Şükrederseniz diye onları sizin buyruğunuza verdik. Bu hayvanların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a ulaşacak olan ancak sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir. Size doğru yolu gösterdiğinden, Allah'ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir. Ey Muhammed! İyilik yapanlara müjde et." (Hacc 22/36-37)
"Ey babacığım"
Kur'an'da En'am Suresi 83. ayetinde ve Saffat Suresi 101-111. ayetlerinde Hz. İbrahim'in adı geçer.
"İşte bunlar, bizim hüccetimizdir. Biz onu kavminin karşı koymasına rağmen İbrahim'e verdik. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki Rabbin hikmet sahibidir." (Enam Suresi, ayet 83)
"Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. Çocuk kendisinin yanı sıra yürümeye başlayınca, 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken, seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?' dedi. 'Ey babacığım! Ne ile emir olunursa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin!' dedi. Böylece ikisi de Allah'a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca, 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz, iyi davrananları böylece mükafatlandırırız!' diye seslendik Doğrusu bu, apaçık bir denemeydi. Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde, 'İbrahim'e selam olsun!' diye ona bir iyilik ün bıraktık. İşte iyileri böylece mükafatlandırırız. Doğrusu o inanmış kullarımızdandı." (Saffat Suresi, ayet 101-111)
Hz. Muhammed'in kurbanı
İslam'ın ikinci yılında; Hz. Muhammed bayram sabahları namazgahta halka Kurban Bayramı namazı kıldırdıktan sonra hazırladığı iki boynuzlu koçun birisini kendi ve ailesi için diğerini de ümmeti için kurban etti. Kurban sırasında. "Allah'ım bu sendendir ve sanadır" dedi ve bu hep sürdü...
Kur'an'a göre; Sadaka-i fıtrı vermekle mükellef olan kimselere Kurban Bayramında kurban kesmek vacipti.
Kurban Bayramı'nın ilk üç günü içinde kurban edilecek hayvanların kesilip kanı akıtılmalıydı.
İslam inancında kurban; koyun, keçi, sığır ve deveden kesiliyor. Koyun ve keçiyi ancak bir kişi; sığır ve deveyi ise yedi kişi ortaklaşa kurban edebilirdi.
Kurban edilecek hayvanların kusursuz, noksansız, güçlü, kuvvetli ve azaları tamam olması lazımdı.
Kurban edilen hayvanı üçe taksim edip bir kısmını akrabaya, bir kısmını fakirlere ve bir kısmını da ev halkına yedirmek sevaptı. Fakir kimseler ise kestikleri kurbanın hepsini evlerinde barındırıp dağıtmayabilirdi.
Bayramınız kutlu olsun...
Soner Yalçın
Sözcü Gazetesi
5 Ekim 2014